Neden Melek Yatırım?

by İrem Sokullu 0

EmreÖzbek (1 of 1)İstanbul Startup Angels melek yatırım ağının yönetici ortağı Emre Özbek ile bilgilendirici bir söyleşi yaptık. Emre Özbek, İstanbul Startup Angels’dan önce Vodafone’da altı yıl strateji ve iş geliştirme ile iç denetim, öncesinde de onüç yıl PwC ‘PricewaterhouseCoopers’’de risk yönetimi, iç denetim, iç kontrol konularında çalışmıştır.

İstanbul Startup Angels dediğimizde ne anlamalıyız?

İstanbul Startup Angels bir melek yatırımcı ağıdır. Melek Yatırımcıların bir araya geldiği, network etkisinden yararlanarak birlikte hareket ettikleri bir organizasyondur. Yatırımcıların yatırım yapacak proje bulma, bulduktan sonra onun incelenmesi, değerlendirilmesi aşamalarında ve yatırım yaptıktan sonraki süreçte birlikte hareket etmelerini sağlıyoruz. 2013 yılı başlarında T.C. Hazine Müsteşarlığı’nın devreye aldığı bir yönetmelikle Melek Yatırımcı’ya ‘Bireysel Katılım Sermayedarı’ tanımı getirildi. Bu tamamen bireysel mal varlığından yapılan bir yatırım cinsi.

Melek Yatırımcı olmanın kriterleri nedir? Bir ev hanımı da sabah kalkıp ‘Ben Melek Yatırımcı olmak istiyorum.’ diyebilir mi?

Elbette; yeterli kişisel mal varlığı varsa olabilir çünkü bu bireysel bir yatırım. Yatırımcının kişisel malvarlığının 1 milyon TL’nin üstü veya son iki yılda yıllık gelirinin 200.000 TL’nin üstünde olması gerekiyor.

Hazine kanalıyla bir vergi avantajı sağlandı.Yapılan yatırım yıllık vergi matrahından düşülüyor ve sonrasında elde edilen gelir vergiden muaf. Hazine müsteşarlığına başvurup öncelikle bir Melek Yatırımcı sertifikası almak gerekiyor. Müsteşarlık bu yetkiyi ağlara devretti. Yani yatırımcı sertifika almak istediğinde akredite ağlardan biri ile bağlantı kurmak durumunda.

Böyle bir maddi gücünüz yoksa ikinci yol bu konudaki tecrübenizi kullanarak Melek Yatırımcı ağı yönetmek. Burada da bu konuda tecrübe aranıyor.

Melek Yatırımcı için sertifikayı aldıktan sonraki süreç nasıl ilerliyor?

Sertifikayı aldıktan sonra proje aramaya da başlanabilir, size gelmiş bir projeye destek olmak üzere de sertifika alınabilir. Türkiye’de şu anda 300’den fazla sertifikalı Melek Yatırımcı var. Bu konuyla ilgilenenlerin bir kısmı erken dönemde internet üzerinden para kazanmış; internetten kazandıkları parayı tekrar internete yatırmaya gönüllü kişiler. Bir kısmı da eski ekonomiden kazandıklarını yeni ekonomiye yatıran kişiler.

Yeni internet sitesi oluşturmak, bazı uygulamalar kullanmak son yıllarda sıkça rastladığımız, hatta alıştığımız fikirler. İnsanın 2. sürümünden, uzay madenciliğinden bahsedildiği bir devirde daha fütüristik projeler geliyor mu size?

Geliyor ve sayıları da her geçen gün artıyor. E-ticarette mesela Türkiye nüfusundan sadece 10 milyonun internetten alışveriş yaptığı öngörülüyor. Cep telefonu penetrasyonu %100 ve hatta üstünde, piyasa doygunluğa ulaşmış durumda. Karşılaştırılınca e-ticaret oldukça geride. Yatırım maliyetinin çok düşük olması, bankacılık sisteminin ve lojistik sistemlerinin gelişmesi e-ticareti de geliştirdi. Şimdi uygulama furyası var. Bu da m-ticaret’i ortaya çıkardı. ‘m’ mobil, ‘s’ ise sosyal için kullanılıyor. s-ticaret’te örneğin Instagram üzerinden tanıtımını yaptığınız bir ürünü, verdiğiniz whatsapp numarasıyla satıyorsunuz. Vitrin Instagram, satış temsilcisi de whatsapp oldu.

Bir de Nesnelerin Internet’i (Internet of things) diye bir kavram var. Bilgisayar, cep telefonu, tablet gibi cihazların internete bağlanmasının sonrasında TV’lerin, buzdolaplarının, hatta tava, basküllerin de internete bağlanması akımı başlıyor. Teknoloji insan-telefon etkileşiminin ötesine geçiyor.

Melek Yatırımcılara danışmanlık da yapıyorsunuz. Hayal kırıklığına uğramamaları ve yatırımlarının kar getirmesi açısından tavsiyeleriniz neler olur?

Melek Yatırımcıya şöyle bir formül sunuluyor: mal varlığının %10’unu yatırıma ayır, bunu da on onbeş projeye yay. Portföy oluşturulması gerekiyor. Farklı bir alternatiften bahsediyoruz. Döviz, emlak, sanat eseri gibi yatırımlarda yatırımın değerlenmesinde kişinin doğrudan bir etkisi yok. Melek Yatırımda ise aklını ve bilgisini de kullanabilecek bir yere yatırım yaparsa yatırımcı kendisi de aktif rol alıyor, mesela yönetim kurulunda oluyor. Girişimci – Yatırımcı antlaşmalarının şekil şartları var. Melek Yatırımcı Hazine’nin şartlarına göre %50’den fazla hisse almamalı. Vergi avantajından yararlanmak istiyorsa en az 20,000 TL, en fazla 1 milyon TL yatırmalı. 5.000 de yatırabilir ancak muafiyetten yararlanamaz. Hazine aynı zamanda yatırımcının en az iki sene yatırım yaptığı şirketin içinde kalmasını da şart koşuyor.

Seçilen on projeden en azından bir tanesinin parlayan bir proje olmasını nasıl sağlıyor yatırımcı?

Öncelikle ekip önemli. Yeni mezunlar mı, daha önce başka yerde çalışmışlar mı, konularında tecrübeleri var mı gibi konulara dikkat etmek gerekiyor. Proje sahiplerinin girmek istedikleri sektör ve yaptıkları işle ilgili bilgi sahibi olması gerekiyor. Biz yatırımcıya şu girişimciye yatırım yapın demiyoruz ancak iki tarafı da seçerek biraraya getiriyoruz.

İkinci dikkat edilmesi gereken kriter pazar. Kim yaparsa yapsın yatırım yapılan ürüne ya da hizmete pazarda ihtiyaç var mı? Hitap edilecek pazarın büyüklüğü ne kadar? Hedeflenen müşterilerin mevcut alternatifleri ne, rakipler kimler? Bunlar önemli.

Bunun yanında bir de destructive diye bir kelime var, yeni iş modelleri mevcut modelleri yerinden oynatıyor. İlerici projelerin önündeki en büyük engel olarak hukuki temelin olmaması sunuluyor ancak internet konusunda da açıklar olsa da bu iş modellerinin değişmesini engelleyemedi. Mevzuata uygun projeler genellikle piyasayı kasıp kavurmuyor. Buna örnek Airbnb veriliyor. Kaliforniya’da yasak mesela Ancak otel sektörünün dinamiklerini değiştirdi. Öncesinde ‘Yapılır mı?’ denilen bir fikir bazen tam da yapılması gerekendir. Çok iyi bir fikriniz varsa mevzuatı bile değiştirebilirsiniz.

Projelerin hayata geçirilmesinde zaman faktörü de rol oynuyor sanki.

Doğru, mesela Segway. Teknolojik olarak bir inovasyon ancak istenilen başarıyı elde edemedi. Neden? Çünkü zamanı yanlıştı. Kişisel mobilite ya da karbon salınımı bugünkü kadar önemli değildi. Ya da kaldırımlar bunu kullanmaya uygun mu diye düşünülmemiş, insan deneyimine önem verilmemişti. Ürünü piyasaya çıkartırken buna tüketicilerin hazır olup olmadıklarını da düşünmek gerekiyor.

Şu anda Melek yatırımcı olmanın tam zamanı mı?

Kesinlikle, herkesi Melek Yatırımcı olmaya davet ediyoruz.

İrem Sokullu – İstanbul Temmuz 2015

İrem Sokullu

İstanbul’da doğdu ve hep İstanbul’da yaşadı. KAL'dan sonra Marmara Üniversitesi’nde Almanca Enformatik Bölümü’nde okudu. SAP Türkiye’de başladığı danışmanlık ve proje yöneticiliği kariyerini freelance olarak devam ettirmektedir. Seyahat etme hobisi onu bir noktada fotoğrafla buluşturdu ve fotoğraf onun için büyük bir tutkuya dönüştü. İçine girdiği dünya onu sosyoloji eğitimi görmeye ve kendi yaşadıkları üzerine yazmaya yöneltti. Gelecekteki yaşam üzerine kafa yormaktadır..