Akıllı Şehirler ve Ericsson – Rutger Reman

by İrem Sokullu 0

Akıllı şehirler büyük bir iş. Akıllı kentsel servislerin kapsamı yıllık 400 milyon doları bulacak. Startup’lara Kamu Hizmetleri alanına odaklanmalarını öneririm.

Akıllı şehirler üzerine Ericsson Başkan ve Orta Doğu, Afrika Bölgesi Sanayi Müşteri Birimi ve Toplum Başkanı Rutger Reman ile güzel bir söyleşi yaptık.

Sizin bakış açınıza göre Akıllı Şehir nedir?

Akıllı Şehir, ihtiyaçlar doğrultusunda bilişim çözümlerini kullanarak fonksiyonel olarak düzenlenen şehir demektir. Bağlantısallık, şehirleri teknolojiyi vatandaşlarına yarar sağlamak için nasıl kullanabileceklerine ve şehirleri daha akıllı ve sürdürülebilir olmalarını sağlamak için neler yapabilecekleri üzerine yeniden düşünmeye sevk eder. Şehirler sadece vatandaşlarına değil ziyaretçilere de daha ilgi çekici ve fonksiyonel olmak için çalışıyorlar. Büyük şehirlerdeki belediyelerin, havanın ve suyun kalitesi, elektrik ve gaz kullanımı ve trafik bilgisi kontrol edebilmeleri için birbiriyle bağlı bir altyapıya ihtiyacı var. Biz, bilginin toplanması ve veri merkezlerine iletilmesi için farklı tür sensörler kullanıyoruz. Bu merkezlerde veri analiz edilir, yorumlanır ve kullanışlı bilgiye dönüştürülür. Örnek vermek gerekirse, Stockholm’deki yol geçiş ücreti sistemi trafik durumunu kontrol edebilir ve belediye trafiğin durumuna göre trafiği nereye yönlendirebileceğine karar verebilir.

Polis bilgiyi alıp yolu kapatıyor o zaman.

Kesinlikle. Belediye yolu kapatır ve trafiği başka yere çevirir. İkinci faz olarak, trafiğin akış desenlerini analiz ederek verileri anlamlı bilgilere dönüştürür. Otobüsler, taksiler, yeraltı treni ve arabalar hepsi birbiriyle bağlantılıdır. Sabah uyandığımızda, uygulama aracılığıyla işe gideceğimiz güzergâha karar verebiliriz. Uygulama, gün içerisinde rotada kongre olacağından yeraltı treni kullanmayı tavsiye edebilir. Bu yüzden bu uygulama alternatifler sunar ve bunu belediye yönetir.

NetworkedCityIndexEricsson2014List

Dünya üzerindeki en akıllı şehir hangisi?

Bunu cevaplamak biraz zor çünkü her şehir otomasyonun bir kısmını devreye alıyor. Her yıl yaptığımız Ağ Tolumu Şehir Endeksi Raporunda –(Networked Society City Index) ((http://www.ericsson.com/res/docs/2014/networked-society-city-index-2014-infograph.pdf ) en üst sırada Stockholm var. Yeni Şehir Vakfı’nda ( New Cities Foundation – http://www.newcitiesfoundation.org/) şehirlerin temsilcileri bir araya gelerek tecrübelerini ve fikirlerini paylaşırlar. Bir iş ortağı olarak bunu, bu alanda yetkinliği ve bilgiyi geliştiren önemli bir iletişim ağı olarak değerlendiriyoruz.

Stockholm karbon ayak izinin 1970’ler de ki petrol krizi sırasında çok yüksek olduğunun farkına vardı. Yakıt politikasında, fosil yakıt yerine hidrojen, güneş ve rüzgâr kullanmak için yönetmeliklerde değişiklik yaptı. Almanya da birçok güneş paneli kurdu. Türkiye’de aynı zorlukla karşı karşıya ve siz de güneş panelleri kurabilirsiniz. Ericsson şehirlere yardım etmek için daha aktif olmak istiyor. Arabalar, elektrikli arabalar ile değiştirilebilir. Düşünsenize, bizler İstanbul’un farklı iki tarafında (Anadolu ve Avrupa Yakası) yaşayan arkadaşlarız ve bana elektrikli arabanızla ziyaret etmeye geliyorsunuz ve onu şarj etmeye ihtiyacınız var. Kendi arabanızı, kendi kartınızla, kendi maliyetinizle şarj edebileceksiniz. Biz uçtan uca çözümler için destek vermek istiyoruz.

Eğer bir şehir akıllı olmak istiyorsa, nereden başlamalı?

Tüm şehirlerin trafik sorunu var. Bu yüzden, ilk trafik ile başlayabilirler. Sonra, kamu hizmetleri gelir. Akıllı elektrik, gaz, su ya da yönetilebilir ısınma çözümleri uygulanabilir. Su israfı %15-%25 arasında. Bu şaşırtıcı bir yüzdedir. İsraftan dolayı şehirler farklı çözüm yolları arıyor mesela denizlerdeki tuzlu sulardan arıtarak temiz su elde etmek gibi. Çok enerji ve devasa para harcanıyor. Enerji için planlar yıllar öncesinde yapılmalı. Örnek vermek gerekirse eğer bir nükleer santral kullanmaya karar verirseniz, bu çok masraflı ve zaman alıcıdır. Eğer yıl içinde sistemdeki kaybı %20’den %10’a düşürebilirseniz, enerji üretimine çok yatırım yapma ihtiyacınız da olmaz. Geri dönüşüm çözümleriniz olursa enerji bağımlılığınız da azalır.

Ericsson olarak İstanbul’da bir projeye başlasanız kaç yıl sonra şehirdeki insanlar olumlu gelişmeyi hissetmeye başlar?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Dünya’daki en akıllı şehir olma vizyonunun olduğunu görüyorum. İki ila üç yıl içerisinde kayda değer gelişmeler görebilirsiniz.

Bu alanın büyük bir iş hacmi olduğunu belirttiniz. Startup’lara önerir misiniz?

Akıllı kentsel servisleri yıllık 400 milyon dolar olacak. Startup’lara Kamu Hizmetleri alanına odaklanmalarını öneririm. Sektör daha yeni başlıyor. Büyük şirketler bazen özel uygulamalar üzerinde düşünmüyorlar. Startup’lar burada daha avantajlı olabilir. Hollanda’da Translink Kart projesini yürüttük. Peşin ödeme yaparak aldıkları bu kartla tüm vatandaşlar ve ziyaretçiler Hollanda’da her yere seyahat etmek, park etmek ve taşıma için kullanabiliyorlar. Otobüs, yeraltı treni, tren hepsini içeriyor ve ülkede hepsi birbirine bağlı.

Startup’lara bu işin hangi kısmına odaklanmalarını önerirsiniz?

Yeni başlayanlar bu konseptte birçok farklı fikir ve servis bulabilirler. Ben onların Kamu Hizmetlerine bakmasını tavsiye ederim. Avrupa buna on, on beş yıl önce başladı. Şu anda ikinci fazdalar. Bölgemizde biz şimdi birinci faza başlıyoruz. İlk bakmamız gereken şey otomasyon ve bağlanabilirlik.

Önümüzdeki yirmi, otuz yılda bizi nasıl bir yaşam bekliyor?

Sabah uyandığınızda o gün ne giyeceğinizi bileceksiniz. Tüm servisler zamanında gerçekleşecek. İşe hangi yoldan gideceğinize bir uygulama yardımıyla karar vereceksiniz. Duşa gitmeden önce “tavsiye edilen duş süresi 3 dakikadır çünkü bu zaman diliminde su en yüksek fiyattan hesaplanıyor” gibi bir uyarıcı mesajı alacaksınız.

Sağlık sektöründen bahsedersek giyilebilir teknolojiler çok önem kazanacak. Giyilebilir teknolojiler ile toplanan veriler buluta transfer edilecek. Sabah uyandığınızda hasta hissedip doktora gittiniz diyelim. Doktor, bazı testler yapacak ve geçmişinizi analiz edecek. Böylece konulan tanı daha isabetli olacak. Aynı zamanda sigorta şirketi aynı verilere sahip olacak ve eğer sigara içiyorsanız sizden daha fazla ödeme isteyecek. Bu bağlanabilirlik farklı sektörlerde farklı fırsatlar yaratacak.

Bulut güvenliği bir diğer konu ülkeler için. Bize bulutların gizliliği hakkında biraz daha bilgi verebilir misiniz?

Ülkelerin bilgilerinin yurtdışındaki sınırlara geçmesini istemedikleri ve kendi bulutlarını içerde kurmayı tercih ettikleri biliniyor. Kamu Hizmeti veren şirketlere gittiğimde, iş ortaklarımızdan olan Amazon Bulut üzerinden verinin tutulmasını ve servis edilmesini güvenli bulmuyorlar. Veri dağıtılmış olacak ama hükümetler günümüzde veri bütünlüğü konusunda çok hassaslar. Bulut hakkında kritik nokta, verileri kaybetme riskini en aza indirgemek için dağıtılmasıdır. Ankara’da bir sunucun var diyelim ve bir deprem oldu, bütün verini kaybedersin. Bu hassasiyetler için biz özel bulutlar kurarak veriyi ülkenin farklı yerlerine dağıtıyoruz ve ülkeye özgü bulut çözümü getiriyoruz.

Bize geçmiş projelerinizden örnekler verebilir misiniz?

Mesela, çöp kutularının içine sensörler koyduk. Eğer çöp boş ise çöp toplayıcılar uyarı alıyorlar ve yollarını değiştiriyorlar. 20 kilometre yerine 15 kilometre yol kat ediyorlar.

Volvo gibi araba üreticileri ile araba içerisinde Akıllı Zekâ kullanma projelerimiz var. İşlemlerini geliştirmek için veriler elde etmek istiyorlar. Elektronik heyecan vericidir. Verinin diğer bir kullanış biçiminde de araba üreticileri yol koşulları hakkında belediyeye anonim bilgiler veriyorlar. Mesela araba ıslak zeminli bir köprü üzerinde gidiyor ve araba üreticinin bulutuna sinyal gönderiyor. Bu bilgi belediyeye ulaşıyor ve onlar da suyu temizlemek için yardım gönderiyorlar. 2020’de 28 milyar cihazın birbirine bağlanmış olmasını öngörüyoruz.

Atlanta şehrinde su rezervuarından her gün bir uzman tarafından örnek alınır ve laboratuvara götürülüp analizi yapılır. Belediye problemleri tespit etmenin çok zaman aldığını fark etti. Farklı yerlerdeki su rezervuarlarına sensörler konumlandırdık. Suyu analiz ediyorlar ve sonuçlar da oldukça doğru. Sensörler veriyi, Atlanta’nın özel bulutlarına aktarıyorlar ve böylece sorun kısa bir sürede tespit ediliyor.

Çok teşekkürler.

Benim için bir zevkti.