Kullanıcı Deneyimi ve UX Services – Barış Sarıalioğlu

by İrem Sokullu 0

Uzmanları ekranları büyük telefonları ‘phablet’ (fablet) diye tanımlıyor. Bu bağlamda akıllı telefonları tablet bilgisayar kategorisinde değerlendirirsek aslında tablet bilgisayar pazarı büyümeye devam ediyor.

UX Services Barış SarıalioğluUXIstanbul Conference 2016’da UX Services Yönetici Ortağı Barış Sarıalioğlu ile kullanıcı deneyimi üzerine yararlı bir söyleşi yaptık.

Kullanıcı deneyimi açısından en önemli gördüğünüz değerlendirme kıstasları nelerdir?

Bunu “Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi” çerçevesinde değerlendirmek isterim. İlk olarak hava, yani teneffüs etmemiz lazım. Bunu ürün bazında değerlendirirsek, buna işlevsellik diyebiliriz. Ürünün amacı doğrultusunda çalışıyor olması lazım. Maslow, ikinci adım olarak barınma ihtiyacından bahseder. Barınma ürün tarafında güvenlik konusuna karşılık gelir. Üçüncü seviye ise aşktır. Yani ürünün ilgi çekici ve kullanılabilir olması gerekir.

UX Report ile ilgili bilgi verebilir misiniz?

UX Türkiye’de son yıllarda çok ciddi oranda gelişti. Ama UX alanında Türkiye’de nasıl yatırımlar yapıldığını ve neler hedeflendiğini belirleyen pekiştirilmiş bir çalışma yapılmadı. UX Report, bu anlamda Türkiye’de bir ilk oldu. Bu çalışmanın hedefi hangi sektörden olursa olsun, kullanıcı deneyimine önem veren kişilerin başvuracakları bir doküman olmasıydı. Bu çalışmaya yaklaşık olarak 100 firma ve 1000’e yakın çalışan katıldı. Türkçesi yayınlanan UX Report, ( http://www.uxservices.com/yayinlar/ ) çok yakında ön kontrolleri bittikten sonra sayısal haliyle İngilizce olarak internet sitemizden indirilebiliyor olacak.

UX Report sonuçlarına göre Türkiye’nin diğer ülkelere göre durumu hakkında neler söylersiniz?

Yurt dışı biraz geniş bir bakış açısı. Bu yüzden bunu biraz daraltalım ve batı ülkeleri diyelim. Bu alanda en gelişmiş ülkelerden bir tanesi ABD. ABD’nin ardından da İngiltere, Almanya ve Fransa gibi ülkeler geliyor. Bu ülkelerle kıyasladığımızda Türkiye olarak daha almamız gereken mesafe var diyebiliriz. Ancak bulunduğumuz bölge olan Doğu Avrupa, Kafkasya ve Orta Doğu olarak değerlendirirsek hem potansiyel olarak hem de sahip olduğu konum olarak en geniş pazar payıyla birlikte en iyi ülke olduğunu söylemek mümkün. Türkiye’nin bu konuma son üç yılda geldiğini de belirtebiliriz.

Türkiye’nin UX alanında son zamanlarda kazandığı ivmeyi tetikleyen unsurlar nelerdir?

Türkiye’nin konumunu güçlendirmesindeki etkenler mobil dünya, büyük veri, bulut teknolojisi yani kısaca sayısallaşma oldu. Türkiye’de artık hemen hemen bütün sektörlerde bilgi teknolojileri omurga haline geldi. 5 yıl öncesinde sayısal dünyayı kullanmayan hatta sayısallaşmanın getireceği olumlu sonuçlara inanmayan şirketler varken bugün durum çok farklı bir noktaya geldi. 2015 yılında Türkiye’de ilk defa mobil cihazlardan kullanılan veri miktarı, bilgisayarlar aracılığıyla kullanılan veri miktarını geçti ve artık mobil veri bu farkı açarak artmaya devam edecek.

Raporda ayrıca dikkatimi çeken ülkenin durumunu “Interested – İlgili” olarak belirlemişsiniz. Bunun hakkında bilgi verebilir misiniz?

Anketi bazen çok iyimser dolduranlar oluyor. Bir proje yaparak kendini “engaged – kendini adamış” olarak tanımlayanlar olabiliyor. Tek bir proje ile kendinizi bu seviyede tanımlayamazsınız. Bir sürekliliğin olması gerekiyor. Şu anki durumda firmalar olarak UX’i anlayabiliyoruz ve UX ile ilgili konferanslara ve eğitimlere katılıyoruz. İlgili olma noktasında bir eksiğimiz yok. Ancak bu ilgi an itibariyle yatırıma dönmüş noktada değil. On kişi bu konuda kafa yoruyorsa bir iki kişisi bu konuya yatırım yapıyor. Dolayısıyla UX pazarı olarak potansiyelimizin çok altında kalıyoruz. Örneğin; nüfusu sadece İstanbul kadar olan Hollanda bu alanda bizden çok daha yukarıda bir seviyede.

‘Interested – İlgili’ seviyesinin üstünü bize tanımlayabilir misiniz?

Interested’ın üst seviyesi “invested – yatırımcı”. Yatırımcı seviyesindeki firma bu alana bir yatırım yapar ve birilerini istihdam eder veya bu alanda profesyonel bir firmadan destek alır. Bu seviyeden “committed – taahütçü” seviyesine geçmek için devamlılık gerekiyor. Taahhütçü seviyesinde artık belli düzeyde ve yıllık planlar çerçevesinde yatırım yapıyor olursunuz. Kendini adamış seviyesinde ise firmalar yaptıkları yatırımların geri dönüşlerini izliyor oluyorlar. Dolayısıyla kendini adamış seviyesi firmalar yatırımı daha da fazla yapıyor.

Embedded seviyesine gelince, bu firmalar daha ürün ortada yokken ve kullanıcı ile diyalog halindeyken, kullanıcı deneyimi çalışmasına başlar. Bu süreç ürün masaya konulana kadar devam eder. Ürün ortaya çıktıktan sonra gelen şikâyetler üzerine yapılan çalışmalar geç kalınmış çalışmalardır. Bunu yapan firmalar yatırımcı ya da taahhütçü olarak tanımlanabilir ama bu yatırımın tüm süreçlerinde uygulanması gerekiyor.

Yapılan araştırmalara göre tablet bilgisayarların, akıllı telefonlar karşısında bir düşüşü olduğu söyleniyor. Artık tablet bilgisayarların düşüşte olduğunu söyleyebilir misiniz?

Akıllı telefonların ardından tablet bilgisayar dediğimiz, insanların akıllı telefonlara göre daha çok iş yapabildiği ekranları büyük cihazlar hayatımıza girdi. İlk başta tabletler akıllı telefonlardan daha fazla büyüdü. Tablet bilgisayarlarda bir gerileme var mı diye sorarken aslında tablet bilgisayar tanımını iyi yapmak lazım. Bu işin uzmanları ekranları büyük telefonları “phablet” (fablet) diye tanımlıyor. Android cihazların birçoğu 6” büyüklüğe varan ekranlara sahip. Bunlara bir nevi tablet bilgisayar ve akıllı telefon arası ürünler diyebiliriz. Günümüzde de tablet bilgisayarlar genelde 7” – 9” arası ekran genişliğine sahip. Dolayısıyla ekranları tablet bilgisayarlara yakın akıllı telefonları, tablet bilgisayar kategorisinde değerlendirirsek aslında tablet bilgisayar pazarı büyümeye devam ediyor. Bu cihazları nasıl isimlendirdiğimize bağlı bir durumdur.

Geldiğimiz noktada artık cihazların bizim yerimize karar verdiğini söyleyebilir miyiz?

Şu an akıllı cihazlar bizden daha akıllı mı diye sorular soruluyor. Kesinlikle kullandığımız cihazlar bizden daha akıllı değiller. Yalnızca bizden daha hızlılar ve yetenekliler. Bu yüzden daha fazla cihaz gerekmiyor. Var olan cihazların daha akıllı hale gelmesi gerekiyor.

Dizüstü bilgisayarların geleceği hakkında neler öngörüyorsunuz?

Apple’ın yeni çıkardığı 12,5” ekran büyüklüğündeki iPad Pro’su bu konuda bize bazı fikirler veriyor. Bence ileride dizüstü ve masaüstü bilgisayarlar olmayacak diyebilirim. Bilgisayarlar yerine şimdiye nazaran donanımsal kabiliyetleri yüksek, işletim sistemleri anlamında daha işlevsel, üzerine sabit disk, klavye gibi harici donanımların takılabildiği daha güçlü tablet bilgisayarlar ortaya çıkacak. Dolayısıyla tabletler gerektiğinde sabit bir şekilde kullanırken gerektiğinde de yanınıza alıp taşıyabileceğiniz bu cihazlar haline gelecek.

UX Services olarak firmalarla nasıl bir çalışma modeliniz var?

Kullanılabilirlik konusunda eksik kalan ve bize gelen firmalara tam zamanlı olarak sadece o firmada çalışan bir personelimizi atıyoruz. Bu personelimiz aracılığıyla firmaya kullanıcı deneyimi konusunda bir nevi danışmanlık yapıyoruz. Firmaya hangi araçları kullanması gerektiği, ürünleri nasıl denetleyecekleri ya da ürünü nasıl daha iyi hale getirebilecekleri gibi konularda yol gösteriyoruz.

Bunun dışında proje temelli bir modelimiz var. Firma çıkaracağı yeni ürünün herhangi bir aşamasında bize gelebilir. Her aşamada ürünü test edebiliyoruz ve daha iyi bir hale nasıl getirebileceğimizi belirleyebiliyoruz.

Üçüncü olarak ise tasarım desteğimiz var. Örneğin bir mobil uygulama geliştirecek firma bize geldi ve bizden yeni uygulamaları için destek istedi. UX Services olarak, çıkacak uygulamanın konseptini göz önüne alarak ve strateji aşamasından uygulamanın ekranlarına kadar olan tüm aşamaları tamamlıyoruz. Ancak bu aşamalarda kodlama kısmını biz yapmıyoruz. Dolayısıyla bu anlamda kullanıcı deneyimi tasarımı hizmeti veriyoruz diyebilirim.

Kullanıcı deneyimi geliştirme hizmeti veren firmalarla çalışma modeli nasıl olmalı?

Benim önerdiğim çalışma modeli hibrit çalışma modelidir. Dışarıdan hizmet alarak kullanıcı deneyimlerinizi geliştirebilirsiniz ancak firmanın kendi içinde de bu işi benimseyen ve hizmet aldığı firmaya doğru soruları sorabilen birinin olması önemli. Dışarıdan hizmet almanın en büyük avantajı da bağımsız bir bakış açısının ürünü değerlendirme şansının olması ve dışardan gelen tavsiyenin daha etki yaratması. Bu ikisi bir araya geldiğinde ideal bir çalışma metodu ortaya çıkıyor.

Kullanıcı deneyimi alanında çalışmak isteyen gençlere ne tavsiye edersiniz ve ihtiyaç duyulan eleman ihtiyacı nasıl karşılanabilir?

Şu an üniversitelerde bununla ilgili bölümler yok. Üniversitelerde bölümlerin açılması için öncelikle bunun sektörlerde karşılığının olması gerekir. Bir firmaya gittiğinizde yazılım geliştirme uzmanı diye bir kadro vardır ve bunun karşılığı olarak da üniversitelerde yazılım mühendisliği vb. bölümler açılmıştır. Ama bugün bir firmaya gittiğinizde kullanıcı deneyimi geliştirme diye bir birim bulamazsınız. Bu yüzden de bu alanın üniversite karşılığı yok.

Şirketlerin evrimleşme süreciyle birlikte iki ya da üç yıl içerisinde bu alanda da üniversitelerde birçok bölümün açılacağını düşünüyorum. Bu konuda da çalışan pek çok üniversite olduğunu söyleyebilirim. Var olan endüstriyel ürün tasarımı bölümü UX alanına en yakın bölüm. Buradan mezun olan bir kişi bu alanda çalışabilir. Ayrıca bir yazılım mühendisi ya da bir psikolog bu alanda çalışabilir diye düşünüyorum. Beş yıl önce bir yazılımcı olarak psikoloğun bu alanda ne işi var diyebilirdim ama artık ayrı disiplinleri bu işin içine almamız gerekiyor. İnsan davranışlarını bir psikolog ya da bir toplumun davranışını bir sosyolog en iyi çözümleyecek kişidir.

Çok teşekkürler.

Rica ederim.

 

İrem Sokullu

İstanbul’da doğdu ve hep İstanbul’da yaşadı. KAL'dan sonra Marmara Üniversitesi’nde Almanca Enformatik Bölümü’nde okudu. SAP Türkiye’de başladığı danışmanlık ve proje yöneticiliği kariyerini freelance olarak devam ettirmektedir. Seyahat etme hobisi onu bir noktada fotoğrafla buluşturdu ve fotoğraf onun için büyük bir tutkuya dönüştü. İçine girdiği dünya onu sosyoloji eğitimi görmeye ve kendi yaşadıkları üzerine yazmaya yöneltti. Gelecekteki yaşam üzerine kafa yormaktadır..